Katıldığım etkinliklerde kendimi tanıtmam istendiğinde söze, “Sanayici ve toplum gönüllüsüyüm” diye başlıyorum. Buradan başlayınca elbette konu girişimci olmaya, özellikle de kadın girişimci olmaya geliyor. Çünkü toplumumuzda kadınların çalışma hayatındaki oranı yaklaşık yüzde 30 düzeyinde. Toplumun yarısını oluşturan kadınların iş dünyasında daha az yer alması cari açığımızın da en önemli nedenlerinden biri.
Toplumsal refahın artması ancak toplumsal normların değişmesi ile sağlanabilir. Kadınların iş hayatında ve sosyal yaşamdaki varlıklarının sınırları da toplumsal normlarla çiziliyor. Peki, bu normlar nasıl değişir? Yeni normlar nasıl olmalı ki biz hayatın her alanında pozitif bir etkileşim yaşayalım? Bu soruların cevapları üzerinde düşündüğümüzde konu özellikle kadın girişimciliğinin önemine geliyor bence. Çünkü kadın girişimci demek daha fazla kadının çalışma hayatına katılması, istihdam için alan açması ve ilham verici örneklerin çoğalması demektir. Kadınların bakış açısına bağlı olarak daha duyarlı ve titiz çalışma ortamı demektir.
Buradan da ortaya çıkan sonuç şu ki kadın girişimciliğinin artması için toplumsal değişimin desteklenmesi gerekiyor ve de toplumsal değişimin desteklenmesi için de kadın girişimci oranının artması gerekiyor. Bu iki durum, hem neden hem de sonuç olabildiği için biz toplum olarak hangisini çözmeye yakınsak oradan yolumuza devam etmeliyiz. Kısır döngüden ancak böyle çıkabiliriz. Daha adil ve kapsayıcı bir iş dünyasının oluşturulmasına olanak sağlanmış olunur bu sayede.
GÜÇLÜ VE SÜRDÜRÜLEBİLİR EKONOMİ
Kadın girişimcilerin güçlenmesinin toplumsal kazanımları sadece ekonominin daha adil bir yapıya kavuşmasına değil güçlü ve sürdürülebilir hale gelmesine de katkıda bulunuyor. “Farkındalık yaratma, ağ oluşturma, ilham verici başarı hikayeleri ve toplumsal değişimi teşvik etme” gibi adımları içeren bu süreçte her birimize düşen büyük görevler var.
Denklenin diğer tarafına yani kadın girişimciliğini destekleyen toplumsal değişimi yaratmak için neler yapılması gerektiğine baktığımızda karşımıza şu adımlar çıkıyor:
- Eğitimde cinsiyet eşitliği,
- Finansal destek, finansa erişimde kolaylık,
- Toplumsal cinsiyet rollerine bağlı baskı ve dayatmalara karşı farkındalık, bilinçlenme,
- Rol model tanıtımı,
- Kadın girişimciliği teşvik eden programlar.
Ancak bu çabaların sadece kurumsal düzeyde değil, aynı zamanda bireysel alanlarda da desteklenmesi önemlidir. Her bir birey bu değişime katkıda bulunabilir ve kadın girişimciliğini güçlendirmek adına sorumluluk alabilir.
O halde ne bekliyoruz, haydi!
Yarından itibaren birbirimize destek olma çağrısını bir de buradan yapmış olayım…